Uzun zamandır bütün
dünyada coşku ve heyecanla kutlanan Sevgililer Günü ilk kez 1800'lü yıllarda,
Esther Howland adında Amerikalı bir genç kızın, sevdiği erkeğe imzasız bir kart
yollamasıyla başlamış. Üstünde kırmızı bir kalp resminin olduğu kartın arkasına
da: "Sevgilim olur musun?" diye yazmış. Esther imzasını atmaya
çekinmiş, çünkü gizli bir aşkla sevdiği erkek, onun farkında bile değilmiş.
Esther'in bu
kartından çok etkilenen arkadaşları, sonraki yıllarda bu kartlardan kendi
sevdikleri kişilere göndermeye başlamışlar. Yıllar içerisinde bu hikaye dilden
dile dolaşarak, bugünlere kadar ulaşmış. Avrupa ve Amerika'da sevgilisi
olmayanlar, platonik olarak sevdikleri kişilere, 14 Şubat'ta, üstünde aşk
şiirleri yazan bu özel kartlardan halen gönderip, aşklarını imzasız da olsa
itiraf ediyorlar.
Hatta öyle ki, bir
dönem genç kızlar arasında; "Bu yıl sen kaç tane kart aldın? Ben üç tane
kart aldım!" gibi sohbetler bile oluyormuş. Tabii işin en eğlenceli kısmı,
imzasız kartın kimden geldiğini bulmaya çalışmak. Tabii artık şiirli kartlar
tarih oldu. İlişkilerde sevgi ve tutku olmalı. Romantizm, cinsel ilişki,
fiziksel çekicilik, bağlılık, bakım ve diğeriyle olma arzusu olarak tanımlanan
tutku; dokunma, sevişme, bakışma, hediye alma gibi davranışlar aracılığıyla
ortaya konmalı ve sevgi, sadece 14 Şubata özgü olmamalı, her gün, 365 gün
yaşanmalı. Ayrıca 14 Şubat, ilişkileri yolunda gitmeyen çiftler için sevginin
paylaşıldığı manevi bir fırsat günü olmalı.
Önümüzde daha
kutlayacağımız bir sürü Sevgililer Günü var. Pekii bu özel günde siz eşiniz,
sevgiliniz için neler planlıyorsunuz? Bunun hakkında bir düşünceniz var mı?
Hediye almak mı idealdir yoksa anlamlı birşeyler hazırlamak mı? 14 Şubat
sevgililer günü, sevginin bileşenlerinin somut olarak yaşanması için bir araç
olarak görülmelidir. İşte bunun için birkaç tavsiye:
• Bin
yıllık bir tarihi mekanda, hem ona karşı hissettiğiniz aşkı anlatırsınız, hem
de Kız Kulesi'nin aşk dolu efsanelerini. Kim bilir belki sizin aşkınız da o
günden sonra ölümsüz olur.
• Kokulu
mumlar, tütsüler ve sofrada ise aşkınızı sanata dönüştüren özel bir menü...
Mesela eşinize söylemeden o gece çocukları annenize gönderebilirsiniz. Eşiniz
eve döndüğünde de onu yeni bir kıyafet, inci bir kolye ve mis gibi bir parfüm
kokusuyla karşıladığınızda, emin olun size tekrar aşık olacaktır.
• Yıllardır
onunla beraber yaşadığınız mutluluğu eşsiz bir sevgi tablosuna
dönüştürebilirsiniz. Bunun için ihtiyacınız olan renkli bir karton, yapıştırıcı
ve bolca fotoğraf... Düğün gününüz, birlikte geçirdiğiniz tatiller, çocuğunuzun
ilk doğum günü, eski evinizin balkonunda ve diğerleri... Kesin yapıştırın,
kalpler çizin, etrafına şiirler yazın...
Ne
kadar duygulanacağını tahmin edebilirsiniz!
• Güzel
bir mektup kağıdına, onu ne kadar çok sevdiğinizi, onun sizi ne kadar mutlu
ettiğini, hayatı onunla paylaştığınız için ne kadar şanslı olduğunuzu uzun uzun
anlatın. Samimi ve kalbinizden geçen her duyguyu... Sonra da hediye paketinizin
içine koyun. Emin olun hayatında alacağı en değerli hediye bu olacaktır.
• Heybeli,
Burgaz yada Büyükada... Bu mevsimde çok da romantik olur. Hele bir de kar
yağarsa, şahane... Eski Türk filmlerinden kalma bir balıkçı lokantasında, baş
başa keyifli bir yemek yiyebilir ve kendi aşk filminizin romantik çifti
olabilirsiniz. Akşamüstü gitme şansınız olursa, hem vapurdan İstanbul'a karşı
gün batımını seyredersiniz, hem de Ada'nın boş sokaklarında nostaljik bir
fayton sefası yaparsınız.
• O gece
illa baş başa olmanız şart değil tabii. Mesela evde sürpriz bir sevgililer günü
partisi düzenleyebilirsiniz. En sevdiği arkadaşlarınızı, aile yakınlarını,
dostlarını, hatta onun iş arkadaşlarını davet edeceğiniz bir parti, onu hem çok
şaşırtacak, hem de çok sevindirecektir. Evi kalpli, kırmızı balonlarla
süslersiniz, en sevdiği yemekleri hazırlarsınız ve gecenin sonunda da onun için
hazırladığınız kalp şeklindeki pastayı çıkarırsınız. Kim bilir belki
arkadaşlarınız da sizden ilham alır ve seneye de onların partisine gidersiniz.
• 14
Şubat tarihinde, şehrin pek çok mekanında o geceye özel, aşk şarkılarının
söylendiği konserler muhakkak düzenlenecektir. Zaten birlikte aşk şarkıları
dinleyip dans etmeyeli çok uzun zaman olmuştu öyle değil mi? Gazetelerin hafta
sonu eklerini takip ederseniz, nerede hangi konserler var zaten görürsünüz. İki
kişilik bir davetiye alın ve o gece ona dışarıda randevu verin. Önce yemek,
sonra da konser... İlk gençlik günlerinizin romantizmiyle şarkı söyleyip dans
edersiniz.
• Kutlama
için akşamı beklemenize gerek yok. Önce, kızarmış ekmekli, reçelli, nefis bir
kahvaltı tepsisi hazırlayın. Bir kenarına da küçük hediye paketinizi iliştirin
ve yatağa götürün. Mutlu ve sevgi dolu bir güne hazırlıksız yakalansın. Emin
olun o gün boyu aklından bir an olsun çıkmayacaksınız. Hem böylece o da akşam
size güzel bir sürpriz yapmayı unutmaz.
• Sevgiliniz
yok ama gizlice sevdiğiniz biri var. Pekii öyleyse neden Esther'i örnek
almıyorsunuz? Kartın arkasına "Sevgilim olur musun?" diye yazmanız
şart değil. İçinizden samimi olarak geçenleri yazmak daha etkili olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder